10 Aralık 2014 Çarşamba

Tampon

Aynı şirkette çalışıyorduk. Aslı satış direktörüydü. Ben de insan kaynakları. O'na iyi elemanlar bulurdum hep, aramız iyiydi. Çocuk istiyordu ama olmuyordu. İlk eşiyle de çok denemiş. Genç bir adamla iki senelik evliydi. İyi çocuktu kocası, haftada bir ofise çiçek yollar, hoş sürprizlerle şımartırdı O'nu.

Benim doktoru önermiştim çok iyi doktordur. Tam ümidi kesmiştim ki kucağıma aldım nur topu gibi ikizleri; biri kız, biri oğlan. Aslı'da  denedi benim doktoru , ama bir türlü tutmadı tüp de. Sorun da yokmuş aslında, öyle söylemişti. Galiba az vakti kaldığını düşünüp stres yapıyordu. Aslında çok güler yüzlüydü,  kafasına takmazdı pek bir şey.

Burnuna deviasyon yaptırmıştı. Hafif kemeri vardı, onu da törpületmişti. Burnunun son halini göremedim ben. O gün, arabam bakımdaydı. Birlikte çıktık ofisten. Arabada bir sigara  yaktı. Ofiste hiç sigara içmezdi. Burnunda tampon vardı ama nasıl beceriyorsa, içiyordu o halde sigara. Ben rahatsız olmadım, zaten arabanın penceresini açtı. Kavşakta kırmızı yandı. Her zaman o kavşağa, çingeneler yayılır, çocukları su ve mendil satar. Çocuklara bakıp üfledi, pencereyi kapatacaktı, bi bana, bi sigaraya baktı. Bunlar da gelir yapışır şimdi diyorduk ki, ufak bi çingene kızı yanaştı. Pencereden Aslı'ya bakıp "geçmiş olsun abla sana" dedi ve gitti. Sonra sesi değişti Aslı'nın, ağlamaklı oldu. Ne oldu anlamadım, herhalde bu çingeneler dörder beşer doğurabiliyor, benim neden olmuyor falan diye düşündü.  Yeşilin yandığını geç farketti, arkadaki taksici çok kornaya bastı. Birden ofise dönmem lazım, unuttuğum doküman var falan dedi, beni bi taksi durağında  indirdi.

Eve gittim, bir de ne göreyim, televizyonda Aslı, köprüde intihar girişimi diye flaş haber geçiyor tüm kanallar. Aslı köprünün korkuluklarına çıkmaya çalışıyor, derken biri gelip tutuyor da yere fırlatıyor O'nu.  Sonra  ofise gelmedi tabi. Yerine benim O'na beş sene önce bulduğum çocuklardan biri atandı. Ben de arayamadım Aslı'yı. Şimdi arasam ne diyebilirim ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder