1 Kasım 2013 Cuma

Ağaç

"Çalışacaksın efendi, çalışacaksın mutlak!"
Çalışmakla bir sıkıntım yok, çalışırım da ben gönlümce. Amma erken emekli olanı kınıyor İstanbullu. En yakınınızdaki bile: "boş" vakitlerinizi kıskandığından mıdır, işe yaramaz para etmez bir şahsiyet olduğunuzu düşündüğünden mi? bilmem ki neden? can alıcı sözlerini inceden batırıverir kaba etinize. Düzenin çarklarında daha da yontulmaya zorlar sizi. Kendi günahını çıkarır belki, belki yalniz yontulmak istemez, belki boşlukta kaybolmanızı istemez, belki de açlıktan sefalet çekmenizi? Bilemem ben neden, ama emekli adam batıyor millete.


Erkek adam işinde gücünde yakışık alırmış.Hem canım sıkılırmış çalışmazsam: Anadoluda olsam kaveler varmış, gider muhabbet edermişim oralarda. İstanbulda kave yokmuş da, cafe varmış, onlara da cebimdeki para yetişmezmiş.
CAnım sıkılmıyor hiç?  Boş an buldumğumda ağaçlara bakıyorum efendim. Düzenin çarklarında eylerken hayatımı ne boş anım, ne de bakmaya bir ağacım vardı benim. Şimdi tüm ağaçları benim İstanbulun. Yaprakların kımıltısı, ışığın dallara- yapraklara vuruşu, rüzgarla kıpraşan renkler- sesler-hisler... Ağaçlara bakan can, nasıl sıkılır bilmem ki? Neyse bu gün ağaç olmak istiyorum...

1 yorum: